Pamuk Prenses Kurabiye

Aslında gingerbread kalıp ile yapmam gerekiyor bu kurabiyeleri…

yine de şöyle bir ön deneme yaptım…

Pamuk Prenses (benim cocca bunu Clementine sandı… Clementine kim? Caillou’nun siyahi tenli ve kıpkıvırcık saçlı arkadaşı). Sanırım benzetemedim Pamuk Prensese, ya da erkekler Prensesin kıyafetlerini bizim kadar bilmiyorlar.

Çocukluğumdan beri en sevdiğim hikayeler prensesli olan aşk hikayeleriydi… Nereye gitti o masallar bilmem, yakında beynimin tozlu raflarından çıkmak zorunda hepsi…Ece’ye masal anlatmaya çalışırken sıklıkla bocalıyorum…Sinderella’nın hikayesi Pamuk Prensesinkine karışıyor, kırmızı başlıklı kızın detaylarını bile hatırlamakta güçlük çekiyorum… karıştı iyiden iyiye…ama masalları biraz da değiştirerek anlatıyorum zaten…mesela bizim masallarda ölüm yok! Bizde kötü kalpli kraliçe de yok…çok yaramazlık yapan kardeşler var sadece 🙂

bugün Ece’nin buruk doğumgünüydü ama…


Bugün küçük kuzumun doğumgünüydü. Dayım bir aydır çok hasta olduğu için istemedim kutlamak. 1 aydır süre gelen hazırlıkların hepsi rafa kalktı. Ama Olcay (yengem) arayıp da ‘olmaz, biz geleceğiz’ deyince ben de bir pasta yapmaya karar verdim. Annem de börek yapmayı teklif ettiyse de istemedim.

derken o aradı, bu aradı, bi baktım ki 20 den fazla misafirimiz olmuş. Neyse ki kutlamayacağımı bilen her gelen eline yiyecek birşeyler alıp getirmiş. Eski lezzet dolu kutlamalarımıza oranla oldukça sönük bir gündü tabi ki. Ama bir pastamız vardı. İşte Wilton’un kale aparatlarıyla hazırladığım meşhur çilekli, çikolata parçalı, şamfıstıklı pastam.

İyi ki yapmışım pastayı iyi ki. Hazırladığım hediyelikler, süsler hep bi kenara. Son anda kapıya bi pankart yazı hazırladım, ne de olsa buzdolabı magnetini de aynı fotoğrafla hazırlamıştım. Günün popüleri de bu resim oldu, babaanne, dede de aynısından bastırınca bizim kartuşlar bitti 🙂

Barkovizyonu da hazırdı kuzucuğumun. Onu da izleyince eh biraz doğumgünü havasında geçti işte. Ece’ye da hatıra kutlanmış bir doğumgünü kaldı. Kızımın ilk doğumgününü özel bir yerde, özenle hazırlanarak kutlamak isterdim oysa ki. Belki gecikmiş bir kutlama patlatırım sonra.

İyi ki doğdun Ece’m.